PER-DER

ANKARA GIDA VE İHTİYAÇ MADDELERİ PERAKENDECİLERİ DERNEĞİ (PER-DER)

PER-DER, Ankaralı 23 yerel perakendeci tarafından öncelikle sektörde doğabilecek problemleri çözmek ve yerel perakendeciler arasında işbirliği ve dayanışmayı sağlamak üzere kuruldu.

Derneğin amaçları arasında, gıda ve ihtiyaç maddeleri sektöründe faaliyet gösteren firmalar arasında uyum, güven ve işbirliğini sağlamak; perakende sektöründeki teknolojik ve yapısal değişiklikleri tespit edip, üyelere aktarmak; üyelerin sektördeki gelişim ve büyümelerini sağlamak amacıyla teknolojik gelişmeleri inceleyerek üyeleri bilgilendirmek; sektörel anlamda insan kaynakları bölümünü oluşturarak, yeterli ve yetkin eleman desteğini sağlamak sayılabilir.

Türk halkı ticari açıdan köklü bir kültüre sahiptir. Atalarımız organize perakendeciliğin ilk örneğini İSTANBUL MISIR ÇARŞISI ile sergilemişlerdir.Burada da ahilik sistemini getirerek ticaretin belirli bir düzen içerisinde yürümesini sağlamışlardır. Daha sonra dünyadaki gelişmelere yeterince ayak uyduramamışız. Son yüzyılda dünyada mağaza sayıları binlerle ölçülen çok uluslu perakende devleri ortaya çıkmıştır. Biz de ise bu sektördeki gelişmeler son on beş yıla rastlamaktadır.

 

2001 yılında Ankara’da kurulan PER-DER , Samsun ve İstanbul,Bursa,Ege ve Batı Karadeniz Bölgesi’nde yapılanmasını tamamlayan altı dernekle birlikte; oluşum sürecini tamamladığında tüm Türkiye’de 330 markasıyla, yaklaşık 5.000 mağaza ve 55.000’i geçen çalışanı ile ülkemizin en etkin ticari sivil toplum kuruluşu kimliğine kavuşacak olan Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nu kurdu. faaliyetlerini yürütmeye başlamıştır.Tamamen yerli sermayeye sahip üyelerden kurulu olan olan derneğimiz bu şubelerinin de açılımıyla da federasyon yapısına kavuşacak ve sektörün lider aktörleri arasında yerini alacaktır.

Büyük mağazalar yasa tasarısı ilk olarak 2001 kriziyle beraber o günkü esnaf yürüyüşleri sonucu ortaya çıkmıştı. 1990’lı yıllardan bu yana yaşadığımız hızlı marketleşme süreci ve özellikle çok uluslu perakendecilerin sektöre girişiyle küçük ve orta ölçekli esnafımız iş yapamaz hale gelmiştir.1999 yılında 160 bin olan bakkal sayımız bugün 120 binlerin altına inmiştir. Ayrıca yine 1999 yılında 105 olan hipermarket sayısı bugün 180 lerin üzerine çıkmıştır. Ama ilginç olan gelişme bu hipermarketlerin hemen hemen tafmamı yine perakende sektörünün üçte birinin yapılandığı dört büyük ilde yani İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da bulunmaktadır. Yeni yapılan yatırımlar da bu illerde yoğunlaşmaktadır. Gerçekten bu insanlar ülkemize yatırım yapmak istiyorlarsa Anadolu’ya yatırım yapmaları sağlanmalıdır.

Çoğu Avrupa Birliği ülkesinde haksız rekabet oluşturacak eylemler, zararına satışlar, ve süresi belirlenmemiş indirim kampanyaları yapmak; bir düzenlemeyle kesinlikle yasaklanmıştır. Ayrca bu konuda mevzuat bulunmayan ülkelerde ise zararına satışlar rekabet mevzuatı ile birlikte diğer kanunlar çerçevesinde değerlendirilerek yasaklanmakta ve çok ağır yaptırımlar uygulanmaktadır. Örneğin 1990’lı yılların başlarında Fransa’da benzer sıkıntılar gündeme geldiğinde Gallard kanunu hemen devreye girmiş ve bu tür haksız uygulamalar yasaklanmıştı.

Mevcut olan bu kanun tekliflerinin bazı eksik yönlerinin de giderilmesiyle beraber bir an önce yasalaşması her kesimin yararına olacaktır. Aksi takdirde çok uluslu firmaların rekabetine dayanamayacak olan yerli markalarımız ve tedarikçilerimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır.